– Mersinli mühendis İsmail Geyik, son yıllarda birçok alanda kullanılmaya başlanan insansız hava aracını (drone), tamamen yerli üretimle tarım ilaçlamasının da hizmetine sundu. Amerika menşeli muadiline göre 14 dakikalık uçuş süresi, 30 kilogram ilaç taşıma kapasitesi ile daha üstün özellikleri bulunan tarım ilaçlama dronu, zaman ve işgücü avantajının yanı sıra iş güvenliği sağlamasıyla da dikkat çekiyor.
Hızla gelişen teknolojiyle birlikte insansız hava araçları da neredeyse günlük yaşamın bir parçası haline geldi. Artık birçok alanda kullanılan droneler, çiftçilerin de hizmetine girdi. Son yıllarda tarım alanında haritalama, ölçüm, gübreleme, hastalık, zararlı tespiti ve ilaçlama alanlarında kullanılmaya başlanan insansız hava araçlarının artık bir yerli üretimi de var.
Mersin Teknopark bünyesinde çalışmalarını sürdüren GMK Endüstri Makine firmasının kurucusu İsmail Geyik, insansız hava araçları üzerine 2016’da başladığı çalışmaları ile tamamen yerli bir tarım ilaçlama multikopteri (drone) ile orman yangınlarının yayılımını önleyecek yangın söndürme dronu tasarladı. Tarım ilaçlama dronunu çiftçilerin hizmetine sunan Geyik, yangın söndürme dronunun testlerine ise birkaç ay içinde başlayacak.
“Amacımız, çevreci ve tarım alanında kullanılabilecek drone tasarımları yapmak”
Makine Mühendisi Geyik, Mersin Teknopark içindeki ofisinde, tasarladığı dronlarla ilgili İHA muhabirine açıklama yaptı. Çevreci ve tarım alanında kullanılabilecek drone tasarımları yapmayı amaçladığını belirten Geyik, tarım ilaçlama alanında KOSGEB arge desteğiyle büyük bir adım attıklarını, ilk tarım ilaçlama insansız hava aracının çalışmalarını 2019’da bitirdiklerini ve arazide uygulamasının yapıldığını söyledi. İlk prototipin meyvelerini aldıklarını ve ilk satışı yaptıklarını dile getiren Geyik, tasarladığı dronun çiftçilere büyük katkı sağlayacağını kaydetti.
“30 kilogram ilaç tankı var”
Tasarladığı ürünle ilgili bilgi veren Geyik, “Ürünümüz otonom tarım ilaçlama yapmaktadır. Bu otonom tarım ilaçlama, tarım arazisinde istediğimiz formatları vererek, istediğimiz hızda ilaçlama yaparak tekrar gelebiliyor. Tarım ilaçlama multikopteriyle istediğimiz arazide ölçümler yapılarak, Google Earth veri tabanından yol haritasını çıkarıyoruz. Daha sonra ne kadar sürede ilaçlama yapılacak, ne kadar süre havada kalacak, bunların çalışmaları yapılıp işleme başlıyoruz. Dronumuzun özelliği; ilacı yükledik tanka ve ilaçlama başladığından itibaren belli bir noktadan sonra ilaç bittiğinde çiftçinin olduğu noktaya geri gidip, çiftçi ilacını doldurduktan sonra tekrar durduğu yerden devam edebiliyor. Yaptığımızın dronun altında şu an 30 kilogram kaldırma kapasiteli bir ilaç tankı var. Bunu güncelleyeceğimiz versiyonlarla artırabiliyoruz” dedi.
“Hem zamandan hem ilaçtan kazancımız oluyor”
Tarımda, şu an sırt pompası, pülverizatör ve traktörle ilaçlama yapıldığını ifade eden Geyik, dünyanın artık klasik tarım ilaçlamasının çok ötesinde bir noktaya geldiğini vurgulayarak, “Klasik yöntemler çiftçiye çok büyük maliyetler getirmesinin yanı sıra zaman ve iş gücü kaybına neden oluyor. Bizim tasarladığımız drone, süre olarak yüzde 700800 fark oluşturuyor. Bu da süre olarak çok büyük bir kazanım sağlıyor. Bunun dışında, örneğin 1 metrekarelik bir alanda 1 ton ilaç atılıyorsa, dronla ilaçlama yapılırken bu 1 ton 800700 kilograma kadar düşebiliyor. Dolayısıyla aynı alanda daha az ilaç kullanarak hem çiftçiye hem bize hem devlet ekonomisine ek bir avantaj sağlamış oluyoruz. Standart yöntemlere göre zaman kaybını, metrekareye sıkılan ilacı ve iş gücünü minimuma indiriyor; ayrıca olası zehirlenmelerin önüne de geçiyor. Hem zamandan hem ilaçtan kazancımız oluyor. Uçuş süresi 14 dakika. Dünyada yapılan muadillerine göre gayet üstün bir özelliği vardır. Yerli malı bir ürünümüz. Bunun belgelendirme işlemlerine de başladık” diye konuştu.
Türkiye’de şu anda Amerika menşeli bir drone olduğu bilgisini veren Geyik, “Benim ürettiğim drone teknik özelliklerde iki kat daha avantajlı durumda. Uçuş süresi, kaldırma yükü ve yaklaşık yüzde 60 fiyat farkı var. Ayrıca yerli malı olması dolayısıyla çiftçinin ödeyeceği yurt dışı vergilerin de önüne geçmiş oluyoruz” ifadelerini kullandı.
“Amacımız, orman yangınlarının yayılımını engellemek”
İkinci projesinin de yangın söndürme dronu olduğunu belirten Geyik, 1,5 yıllık projenin çalışmalarına yaklaşık 6 ay önce başladıklarını söyledi. Bu droneyi otonom ve yarı manuel olarak çalıştırabildiklerini kaydeden Geyik, şöyle devam etti: “Bazen itfaiye araçlarının, itfaiyecilerin giremediği noktalar oluyor. Bu ürünümüz, otonom olarak belli bir noktadan karbondioksit topunu alıyor, yangının ormanda yayılımının başladığı noktayı belirleyerek o noktaya gidip karbondioksit topunu bırakıp tekrar kalktığı yere gelip işleme devam edebiliyor. Orman yangınlarının yayılmasının önlemesinde bu dronenin büyük bir avantaj sağlayacağını düşünüyorum. Bizim amacımız, orman yangınlarının yayılımını engellemek, itfaiye çalışanlarına ve orman müdürlüğüne bu konuda destek vermek.”
Bu dronenin testlerine 23 ay içerisinde başlayacaklarını vurgulayan Geyik, “Bu konuda Mersin Orman Bölge Müdürlüğüne ve Büyükşehir Belediyesine dilekçemizi verdik. Uygulama testlerini devlet kurumlarıyla beraber yapmak istiyoruz. Amacımız zaten ürünümüzü devlet kurumlarına kazandırmak” şeklinde konuştu.
Tasarladığı yangın söndürme dronunun muadilinin şu an dünyada da olmadığının altını çizen Geyik, “Amerika’da kullanılan droneler şu an piyasada satılanlar değil, itfaiyenin kendi projesi dahilinde yapılmış droneler. Ama Türkiye’de biz bunun üretimini yaptığımızda yurt dışındaki fiyatlara kıyasla yüzde 5060 oranında daha uygun üretimini yapmaktayız ve yerli malını da öne çıkartmış oluyoruz” dedi.